İran halkı, önceki günlerin ülke çapında protesto çağrılarının ardından 16 Şubat Perşembe günü Sanandaj, Tahran, Meşhed, Karaj, Reşt, Arak ve Ahvaz başta olmak üzere ülkenin birçok şehrinde her zamanki rejime ve bizzat Ali Hamaney'e karşı olağan sloganlarıyla sokaklara döküldü. 

Geçmişte olduğu gibi bu protestolar da rejim güçleri tarafından vahşice bastırıldı. Bazı görüntülerde rejim güçleri araçlarının içinde çekim yapanlara ateş ediyor ya da bazı durumlarda araçların camlarını coplarla kırıyor.

16 Şubat, iki masum protestocunun, Seyed Mohammad (Kian) Hosseini ve Mohammad Mehdi Karami'nin insanlık dışı infazından sonraki 40. güne denk geldi. İnsanlar bu konuda "İdam edilenlere yemin olsun sonuna kadar ayaktayız!" sloganları atıyordu.

Ayrıca rejim, Zahidan Da bir cuma daha arifesinde hafta başından beri protestoculara, aktivistlere, Sünni din adamlarına yönelik toplu tutuklamalara başladı ve şehre giriş ve çıkış yollarını sıkı kontrol altına aldı. Yerel insan hakları kurumlarının ve aktivistlerin raporlarına göre, Sistan ve Belucistan vilayetlerinde başta kadınlar olmak üzere mahkûmların durumu içler acısı, Korkunç bir şekilde. işkence ve tecavüz cezaevlerinde ve gözaltı merkezlerinde yaygın hale geldi.

“Özgürlük Günü Yakındır”

Perşembe günü yayınlanan bir bildiride, kısa süre önce serbest bırakılan beş kadın siyasi tutuklu, son siyasi tutukluların serbest bırakılması dalgasının, başta kadınlar olmak üzere İranlı özgürlük savaşçılarının sürekli ayaklanmasının bir sonucu olduğunu belirtti.

Alieh Motallebzadeh, Raha Askarizadeh, Noushin Jafari, Maliheh Jafari ve Hasti Amiri şunları söylüyor:

“Serbest bırakıldığımız dan beri, beş yıllık acılar ve baskıların hikayesini herkesin duyduğu Sepideh Kashani ve Niloufar Bayani de dahil olmak üzere geri kalan yoldaşlarımızın serbest bırakılmasını dört gözle bekliyoruz. Onlar, bu vatanın doğasına olan sevgilerinin ve korumalarının bedelini hapis ve işkencelerle ödemiş bu toprakların en asil insanlarındandır.”

“Çok etkileyici ve dikkat çekici olan, tutukluların yapısı ve sosyal tabanı. Mahkumlar arasında kadın aktivistler, öğretmenler, öğrenciler, emekçiler, sosyologlar, üniversite profesörleri, avukatlar, gazeteciler, görüntü yönetmenleri, sporcular, yazarlar, sanatçılar, Hıristiyan din değiştirenler, dervişler, etnik azınlıklar, adalet arayanlar, Bahai topluluğu, çevre aktivistleri vb. Bu, rejimin İran halkına uyguladığı baskının ve toplumun farklı sınıflarındaki halk direnişinin şaşırtıcı boyutlarını gösteriyor.”

“Biz, serbest bırakılan bir grup kadın siyasi tutuklu olarak ve özgürleştirici "Kadın, Hayat, Özgürlük" hareketi boyunca birlikte, sizlerin devam eden desteği ve uluslararası toplumun çabaları ve ısrarı ile yakında Özgürlüğü göreceğimizi umuyoruz. Evin ve diğer cezaevlerindeki tüm erkek ve kadın siyasi tutsaklar özgürlüğe kavuşması lazım.”